15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen darbe girişimi sırasında, 16 yaşındaki Mahir Ayabak, vatanına olan sevdasını canıyla ödeyerek şehit oldu. O günden itibaren, Türkiye'nin her yerinde anılan Ayabak, İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde meydana gelen olaylar sırasında hayatını kaybetti. Bu kahraman evladın annesi Müzeyyen Ayabak, o günden itibaren sadece bir evlat kaybının acısını değil, Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde verdiği önemli mücadelenin hatırasını da taşımaktadır. Ancak bu acı, üzerinden yıllar geçse de dinmiyor. Müzeyyen Ayabak, oğlu Mahir’in anısını yaşatmak için büyük bir çaba gösteriyor.
Mahir Ayabak, 1999 doğumlu, hayalleri ve umutları olan bir gençti. Okulunu seven, sporu hayatının merkezine koyan Mahir, o gün, darbe girişimine karşı duran ilk gençlerden biri oldu. Gözleri dolu dolu anlatan annesi Müzeyyen Ayabak, o gün her şeyin nasıl başladığını, oğlunun kararlılığını ve cesaretini unutmadığını ifade ediyor. Mahir, demokrasiye sahip çıkmak için köprüye gittiğinde, kalabalığın içinde hiç düşünmeden, vatanı için canını feda eden gençlerden biri oldu. Onun için en büyük ödül, şehitlik mertebesiydi. Müzeyyen Ayabak ise, bu durumdan dolayı gururlu olduğu kadar derin bir acı içinde. Her gün, oğlu Mahir’in son günlerini hatırlıyor, yapılan anmalara katılarak onun ismini yaşatmaya çalışıyor. Her yıl düzenlenen 15 Temmuz anma etkinliklerinde yer almak, Müzeyyen Ayabak için bir görev haline geldi.
Bazen sokaklarda, bazen sosyal medya üzerinde oğlunun anısını yaşatmak için büyük çaba sarf eden Müzeyyen Ayabak, 9 yıl geçmesine rağmen hissettiği acının tazeliğini yitirmediğini ifade ediyor. Oğlunun yokluğunu her gün hissettiği için, onun anısıyla yaşamaya çalışmak, bu acıyı bir nebze de olsa hafifletiyor. “Mahir, sadece benim oğlum değil; o, Türkiye’nin bir evladı, demokrasi şehidi. Onu kaybetmenin acısını her gün yaşıyorum, ama onun için yapmam gereken başka şeyler de var,” diyor Müzeyyen Ayabak. Mahir’in hatırası için birçok proje geliştiren anne, gençlerin Türkiye’nin geleceği olduğunu vurguluyor ve bu anlamda gençlerin bilinçlenmesi için çalışmalara devam ettiğini ifade ediyor. Onun için tek bir hedef var; o da Mahir’in hatırasını asla unutturmamak ve onun çizdiği yolda ilerlemektir.
Ülkemizde, 15 Temmuz gecesi yaşananları unutmamak adına yapılan etkinlikler ve anmalar, Müzeyyen Ayabak gibi aileler için çok önemli. Oğlunun hatırası için her yıl yaptığı etkinlikler, gençlerin vatan sevgisini derinleştirmek ve demokrasinin önemini kavratmak adına bir fırsat oluşturuyor. Müzeyyen Ayabak, “Mahir’in hikayesini bilmeyen bir genç, onu tanımayan bir insan, keşke biraz bilse. Bir evlat şehit düşerse, ailesinde nasıl büyük bir yara açacağını herkes bilmeli,” diyerek, vatan için savaşmanın önemini bir kez daha vurguluyor. Her yıl düzenlenen etkinliklerde, diğer şehit anneleriyle bir araya gelerek yaşadığı acıyı paylaşmak, onun için bir nebze rahatlatıcı olsa da, yüreğindeki boşluğu doldurmaktan çok uzak. Mahir Ayabak’ın anısını yaşatma mücadelesine devam ederken, her anıda mahcubiyetle bir o kadar da onur duyduğunu dile getiriyor.
Bir annenin hayatı, evladının anısıyla şekillenirken, Mahir Ayabak’ın adı da Türk milletinin hafızasında yer bulmaya devam ediyor. Yıllar geçse de, 15 Temmuz’un ruhu ve şehitlerin cesareti asla unutulmayacak. Müzeyyen Ayabak, 9 yıl boyunca yaşadığı acı ve gurur dolu hikayesi ile gelecek nesillere de demokrasi ve vatan sevgisini aktarma misyonunu üstlenmiş durumda. Mahir Ayabak’ın kahramanlığı, Türkiye’nin özgürlüğü için verilen mücadelede simge haline gelmiştir. Annesinin acısı, aynı zamanda vatanseverliğin ve fedakarlığın bir sembolü olarak yaşatılmaya devam ediyor.