Çanakkale’nin küçük, huzurlu bir köyü olan Kocadal, son zamanlarda ilginç bir uygulamaya ev sahipliği yapıyor. Muhtar Ali Yılmaz, antika merakını köylülerin zevkine sunmak amacıyla muhtarlık ofisinin içerisinde özel bir alan oluşturdu. Bu alanda, 1920’lerden 1980’lere kadar pek çok vintage telefon sergileniyor. Odanın ilginç kuralı ise dikkat çekiyor: Bu odada cep telefonları kullanılmıyor! İşte, köydeki sinema salonundan daha fazla ilgi gören ve bunun yanı sıra nostalji dolu anılar birikimi sağlayan bu odanın hikayesi.
Dünyada teknoloji hızla gelişirken, birçok insan geçmişe özlem duymakta. İşte bu nostaljik duygular, Çanakkale’de bir muhtarın inisiyatifiyle şekilleniyor. Muhtar Ali Yılmaz, çocukluğundan beri merak ettiği antika telefonları ve diğer retro eşyaları toplamak için uzun yıllarını harcadı. Antikaların sadece geçmişin birer yansıması değil, aynı zamanda insanların bağlantı kurduğu sıcak anılar olduğunu düşünen muhtar, şimdi bu ürünleri muhtarlık ofisinde hayata geçirdiği özel bir odada sergiliyor. İçerisinde bakır, ahşap ve çeşitli malzemelerden yapılmış eski telefonlar, adeta zaman tünelinde bir yolculuğa çıkarıyor ziyaretçileri.
Bu telefon odası, yalnızca sergi alanı olmanın ötesine geçiyor. Ali Yılmaz, burada düzenli olarak nostalji günleri ve sohbet etkinlikleri organize ederek köy halkının bir araya gelmesini sağlıyor. İnsanlar, eski telefonları inceleyip, onlarla ilgili anılarını paylaşıyor. Zamanla bu etkinlikler, köylülerin sosyal hayatında önemli bir yer edinmeye başladı. Sevgililerin, arkadaş gruplarının ve ailelerin hangi telefonla konuşup müzik dinlediğini hatırlaması, nostaljik özlemi pekiştiriyor.
Muhtar Yılmaz’ın odada cep telefonuna yasak getirmesi, belki de inovatif bir yaklaşım olarak dikkat çekiyor. Yılmaz, bu kuralın amacını “Eski telefonların iletişimdeki önemini vurgulamak ve insanları yüz yüze iletişime teşvik etmek.” şeklinde açıklıyor. Bugün, cep telefonları yüzünden bozulmaya yüz tutan gerçek iletişimlerin farkında olan Yılmaz, köylülerin bu nostaljik ortamdaki sohbetlerine katkıda bulunmasını istiyor. “Eski telefonlar, birer hatıra değil, aynı zamanda yaşamın bir parçasıdır,” diyor Yılmaz.
Konuklar, odada antika telefonlara dokunmak ve onları kullanmak gibi özgün deneyimlerden faydalanırken muhtarın bu etkileyici kuralından dolayı üzülmüyorlar. Sadece telefonları değil, geçmişin anılarını da birlikte yaşıyorlar. Bu sayede, hem sosyal etkileşim artıyor hem de köy halkı geçmişe dair bağlarını yeniden kurmuş oluyor. Ziyaret edenler, bu nostaljik yolculukta pek çok farklı hikaye ve anı biriktirmiş oluyorlar.
Kocadal köyünde bir TRX seansı gibi sosyal sahnelerle dolu olan bu antika telefon odası, yalnızca geçmişle bağlantı kurmanın değil, aynı zamanda insan ilişkilerini derinleştirmenin bir yolu olarak da ortaya çıkıyor. Bu uygulama, diğer muhtarlık ofisleri ve köyler için de ilham verici bir örnek teşkil edebilir. Belki de gelecekte, tüm köylerin kendine özgü antika odaları ve yasaklı telefon politikaları olacak; kim bilir? Geçmişin mirası yaşatılmaya devam edildikçe, bu tür hikayeler daha da artacak.
Sonuç olarak, Kocadal köyü, antika merakının yanı sıra sosyal dinamikleri de yeniden canlandıran bir uygulama ile karşımıza çıkıyor. Duygusal anılarla dolu bir atmosfer yaratan bu muhtarlık ofisi, telefonların yaptıklarından çok daha fazlasını sunuyor. Şimdi herkes, köyün bu özel odasına uğramak ve eski anılarla dolu bir yolculuğa çıkmak için sabırsızlanıyor!